
(1889-1951) Avusturya’nın Viyana şehrinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Karl Wittgenstein, çelik endüstrisinde önemli bir figürdü ve aile Avusturya’nın en zengin ailelerinden biriydi. Ludwig, sekiz kardeşin en küçüğüydü ve sanat ile müzikle dolu bir ortamda büyüdü.
İlk olarak mühendislik eğitimi alan Wittgenstein, Manchester Üniversitesi’nde havacılık mühendisliği okudu. Ancak matematik ve mantık felsefesine olan ilgisi onu farklı bir yöne sürükledi. Gottlob Frege’nin önerisiyle Cambridge’e giderek Bertrand Russell’ın öğrencisi oldu. Birinci Dünya Savaşı sırasında Avusturya ordusunda gönüllü olarak görev yaptı. Savaş yıllarında yazdığı notlar daha sonra ünlü eseri Tractus Logico-Philosophicus’un temelini oluşturdu. Bu eser 1921’de yayımlandığında felsefe dünyasında büyük yankı uyandırdı. Savaş sonrası Wittgenstein bir süre Avusturya’da ilkokul öğretmenliği yaptı.
Ayrıca mimariye ilgi duyarak kız kardeşi için bir ev tasarladı. 1929’da Cambridge’e dönerek Trinity College’da felsefe doktorası yaptı ve daha sonra burada profesör oldu. 1930’ların ortalarından itibaren felsefesini köklü bir şekilde gözden geçirdi. Dil oyunları kavramını geliştirerek modern dil felsefesinin temellerini attı. Bu ikinci dönem düşünceleri ölümünden sonra yayımlanan Felsefi Soruşturmalar adlı eserinde toplandı. Wittgenstein eccentric kişiliğiyle de tanınırdı. Sade bir yaşam sürdü, felsefi problemlerle yoğun şekilde meşgul oldu ve öğrencileriyle uzun sohbetler yapmayı severdi. 1947’de Cambridge’deki görevinden ayrıldı ve son yıllarını İrlanda’da geçirdi. 29 Nisan 1951’de Cambridge’de kanserden hayatını kaybetti. Ölümünden sonra yayımlanan eserleri modern felsefenin şekillenmesinde büyük rol oynadı. Wittgenstein bugün 20. yüzyılın en etkili filozoflarından biri olarak kabul ediliyor.
